28 Ağustos 2011 Pazar

KOLLESTON KÖPÜK BOYA DENEYİMİM :S


hemen belirteyim ürünü kendim temin ettim firma falan göndermedi.

iki hafta kadar önce saçlarımı boyamaya karar verdim. önceki boyadan kalan açık renk kısım her ne kadar hoşuma gitse de  artık her saç telimin aynı renk olma vakti gelmişti. kendi saçlarım bildiğin koyu kahve standart dertsiz bir renktir. 
boyalara bakmaya başlayınca son dönemlerde bloglarda sıkça adını gördüğüm kollestonun yeni köpük boyasına elim gitti,  kendi saçıma en yakın rengi seçmeye çalıştım. açık kahve koyu kahve ve kahve vardı. sıradan kahve tonunu aldım -ki numarası 4 oluyor onun-. eve gelip biraz farklı bir ürün olduğundan detaylıca okumaya çalıştım.

boyayı hazırladım, karıştırdım, köpük haline gelince uyguladım bekledim yıkadım.ama şampuanlamadım çünkü ilk boyadığınız gün saçınızı yıkamayın diyordu. yani sadece durulanacaktı öyle değilse bile ben bayaca baktım bunu anladım yazılanlardan.

sonuçta ne oldu söyleyeyim saçlarımdaki tek tük beyazlar tamamen kapandı, önceki boyadan kalan renk farklılıkları yokoldu.

ancak saçım siiiiiiimmsiyah olduuuu. yaşadığım şoku anlatamam. çılgına döndüm. ayna elimde bi kaç saat baktım zifir karası saçlarıma.neden öyle olduğunu bir türlü anlayamadım. moralim çok bozuldu çünkü ertesi gün önemli bir görüşmem vardı ve kesinlikle öyle bir kafayla gitmek istemezdim. belki biraz fark oluşur diye hemen saçlarımı köpükleye köpükleye yıkamaya başladım bir kaç seferden sonra yoruldum bıraktım, sonuç değişmemişti tabiki.

dümdüz bir kahve renk aldım zifir karası oldum.görüşmeye de öyle gittim tabi mecburen.

şimdi saçlarım nasıl? süper! bi kere 10 yıkamadan sonra falan oturdu renk. o istediğim saçımın rengine uygun olan kahve olabildi ama dediğim gibi ilk seferde çok koyu oldu. bilseydim böyle olacağını açık kahve ya da başka açık bir renk seçerdim benim acemiliğim oldu o da.

bunun dışında boyanın uygulanması gerçekten bahsedildiği gibi kolay. ben kendim boyadım, diğer boyaları da kendim denemiş biri olarak köpük boyaların kullanımının çok daha rahat olduğunu söyleyebilirim. lorealin amonyaksız köpük boyasından farkı, bunun rengini vermesi-hatta haddinden fazla:)- .lorealin köpük boyası beyaz telleri kapayamıyordu mesela.

başka bir artısı da, bal köpüğü olan saç uçlarımda hep gözüme takılan kırık ve çatallaşmış kısımların boyadan sonra görünmez olması. o kısımlar da boyandı sanırım çok sağlıklı görünüyor saçımın tamamı.

sanırım diğer boyayışımda yine köpük boyayı tercih edebilirim ama asla koyu bir renge kaymaz gözüm.
siz siz olun önemli zamanlarda saç boyamayın bir süre önce boyayın ki bir sorun oluşursa müdahale sanşınız olsun.


sevgiler, rosein.

27 Ağustos 2011 Cumartesi

ÇOK GECİKMİŞ MİM


Sevgili blogger arkadaşım dilek beni aylar önce çok hoş bir konu ile mimlemişti.
ben de bloga o zamandan beri çok uğrayamadığımdan bir türlü yazısını hazırlayamadım.

mim konusu, küçükken sandığımız şeyler;

çoğu çocuk aynı kafalardan geçmiştir belki ama ben de aklıma gelenleri paylaşayım.

ben küçükken, çizgi filmlerdeki o süper güçlü kızların ciddi ciddi varolabileceğini sanardım.hala japon animelerinin hastasıyım o zamanki hayranlığımın sonucu sanırım bu.

ben küçükken, büyüdüğüm zaman herşeyim bambaşka olacağına inanırdım başka bir boyuta geçmek gibi birşeyden bahsediyorum. nasıl büyüklerin o dönemdeki minik rosein i anlamadığını falan farkedince onlar kendi dünyalarında yaşıyor ben de büyüyünce o dünyaya transit geçiş yapıcam zannederdim.

ben küçükken, büyüdükçe resim yeteneğimin gelişeceğini sanardım hala en çok buna üzülüyorum sanırım. çöp adam bile çizemiyorum bazı şeylerin yetenek işi olduğunu öğrenmek için büyümem gerekti.

ben küçükken, büyüyünce ilk aşık olduğum adamla evlenicem sanardım. buyrun buna doya doya gülün :D

ben küçükken, eğitimli bir kurt köpeğimiz vardı, onun konuştuklarımı gerçekten anladığını sanardım. yıllar geçip aldığı eğitimleri unutunca bi mallaştı hayvancık ben de biraz büyümüş oldum o zaman anladım ki alakası yok anlamayla, hareketleri gayet robot işiymiş =)

ben küçükken, büyüyünce asla kol çantası takmam, topukluya asla dokunmam sanardım. meğer zamanı gelince herşeye meyilleniyormuş insan. standart prosedür .

böyle işte arada aklıma gelen olursa yazının sonuna eklerim belki.

bu mim çok eğlenceli olduğundan beni okuyan arkadaşlarım zaten yapmak isteyecektir, mimi seven herkese yolluyorum.


severim sizi bilirsiniz,
rosein.

23 Ağustos 2011 Salı

SYOSS ŞAMPUAN



schwarzkopf un ( evet evet kelimeyi doğru yazmak için google amcadan yardım almam gerekti:) 
ürünü olan bir şampuandan bahsetmek istiyorum size. SYOSS raflarda siyah ambalajı ile dikkatimi çekti.

üzerine bakıp %0 silikon yazısını görünce mutlaka şans vermeliyim dedim.
kullandığımız piyasa şampuanların hacim kazandırma vaadi ileri sürenlerinin içinde bunu yapabilmek için bulunan silikon, saç derisinin hava almasını engellediği için saç dökülmelerini arttırıyor.

şu dönem yoğun yaşadığım bir sorun bu ama tabi silikondan diyemem benimki için demir eksikliğindenmiş. geçecek diye bekliyorum yine de o arada biraz extra yardımın zararı dokunmaz.

mavi olanını aldım, büyük pakedi ve sıradan şampuanlarımızla aynı olan fiyatıyla verdiği performansın gayet iyi olduğunu söyleyebilirim.

çok öne çıkartan bir özelliği yok ama en azından silikonsuz bir şampuan kullanmış olmak için devam ederim kullanmaya.

kokusu dokusu güzel, fiyatı gratislerde daha düşük ben watsonstan almıştım sonradan gördüm bi dahakine ordan alırım.

ben sevdim kendisini.


sevgiler, rosein.


22 Ağustos 2011 Pazartesi

HALİL SEZAİ PARACIKOĞLU



Benim yeni duyduğum bir isim. farkedeli bir hafta falan oldu. hızlıca yayılanlardan o da. umarım aynı hızda tüketmeyiz çünkü bu parçalara bayıldım. 

adı halil sezai olan biri ne kadar romantik ve duygulu olabilir ki diye düşünmeyin benim gibi =)
isteyince gayette oluyormuş işte.

bir kaç şarkısını dinleyip benim gibi kapılın. 

öptümm.


duman:

olsun:

sonbahar:




HAYATTAN BEYİNDE KALAN KIRINTILAR-11


BLOGU ÇOK BOŞLADIM BİLİYORUMM =(

ama hayat işte naparsın :D

yazacak o kadar çok konum vardı ve bunları o kadar geri plana attım ki çoğunu unuttum yazamadan.

evde tadilat vardı 1,5 ay oldu. nerden bulduysan uyuşuk bir ustaya denk geldik bir haftalık işi 1 ayda yaptı tüm hayatımızı altüst etti.son zamanların çoğunu evde bile geçirmedim heryer heryerdeydi yeni yeni yerleşiyoruz.

bilgisayarımı kızıl sonyamı perte çıkardım sanırım. benim yoğun kullanımıma daha fazla dayanamadı. zaten son zamanlarda hiç kapanmadan geçirdiği günler sonunda kapanma mekanizması sorunluydu. takılıp kapanma komutunu hiç almamış gibi davranıyordu falan. sonra bi anda kapandı bi daha da açılmadı. tık yok. bi haftadır serviste hala sorunu bile anlayamadılar.

şimdi eski bilgisayarım ferideyi kullanıyorum ama blog yazıları için foto çekmeyi eksik etmemiştim hepsi bozulanda kaldı bir süre internet fotoları ile idare edeceğiz hepbirlikte.

siz de sevdiğiniz eşyalara isim takıyor musunuz?

hayatım çok stresli geçiyor. pek sevgili blogger arkadaşlarımla da haberleşemedim. özlüyorum şu sanal alem dostluklarını =)

saçlarımı boyadım, lanet yağsın! kapkara bir renge çevirdi saçımı bildiğin kahve boya onun da sövgülü bir yazısı gelecek yakında. bin kere yıkadım da ilk gariplik geçti şimdi biraz daha normal duruyor. ama sinirim hala geçmedi. köpük boyaymış. peh.

demirim eksikmiş benim.üzüldükçe yaşlardan paslanıp dağıldı diyecektim doktara =))

dizi sezonunun gelmesine seviniyorum.

az kaldı dönüyorum.

sevgiler, 
rosein.





Related Posts with Thumbnails